ÜLKÜ EVLERİ'NE SAHİP ÇIKMAK
TÜRK MİLLETİ'NE SAHİP ÇIKMAKTIR
İsmail Özdemir / 2013-09-18 09:57:46
Anadolu baştan sona gariban ve şerefli ailelerin onurlu ve
başarılı evlatlarının hikayeleri ile doludur. Kıt imkanlarla eğitimlerini
sürdüren birçok gençlerimizden, kendi akranlarına kıyasla hiçte adil olmayan
bir sınavda yarıştırılıp üniversiteyi kazanması adına başarılı olması
bekleniyor.
Mayası
temiz, mücadele ruhuna aşık ama en önemlisi ülkesi ve milleti için uğraş verme "ülküsü"
taşıyan on binlerce gencimiz her türlü zorluğu yenerek mevcut sistem içerisinde
başarılı olup üniversiteyi kazanıyorlar.
Hepimiz aynı
yollardan geçerek geldik ve biliyoruz ki üniversiteyi kazanmak herşeyi
bitirmiyor. Bu manada en çok sıkıntıyı yaşayanlarsa ebeveynler oluyor. Zira
ülkemizin şartları ve imkanlar ortada, milyonlarca aile yoksulluk sınırının
dahi altındaki bir gelirle yaşarken, asgari ücretle ev geçindirip birde çocuk
okutmanın ne derece güç olduğu belli. Durum bu olunca çocukları üniversiteyi
kazanan ailelerin bir gözü devlet yurtlarından gelecek kontenjanlarda, diğer
gözü ise devletten gelecek kredi de yada yine kendi imkanlarıyla bulmaya
çalıştıkları burs olanaklarında oluyor.
AKP iktidarı
göreve geldiği günden bu yana özellikle yükseköğrenimdeki yurt meselesini
çözebilmiş değil. Her yere üniversite açmayı maharet sayan iktidar ne yazık ki,
üniversite açtığı yerlere yükseköğrenim öğrencileri için barınma imkanını
götürmedi.
Sonuç böyle
olunca bu alanda yaşanan açık ve gençlerin mağduriyetleri, bir tarafta sadece
ticari kaygı duyanların diğer yanda ise "kendi bünyesine eleman
devşirmek isteyen" birçok grupların ve cemaatlerin temel istismar
alanı olarak değerlendirildi. Halen de devam ediyor...
Bu meseleyi
yıllardır yakından takip edenlerden ve bir dönem de sorumluluk alanlardan
birisiyim. Rakamlara girmenin inanın çok da önemi yok. Zira üniversiteyi
kazananların sayısı, buna karşılık devlet yükseköğrenim yurtlarının ve özel
yükseköğrenim yurtlarının kontenjanları ortada. Ülkemiz üniversite
öğrencilerinin tek resmi temsil organı olan üniversite öğrenci konseylerinde
yıllardır bunun mücadelesini verdik. Meselenin büyük olduğunu ve bu sorunun
mutlaka çözülmesi gerektiğini ifade ederek Kredi ve Yurtlar Kurumu dahil birçok
yere başvurduk.
Sanki
birileri devranın bu şekilde ilerlemesini istermişçesine, ortada bulunan açığın
kapatılmasına ve üniversite öğrencilerinin mağduriyetlerinin giderilmesine
pekte samimi yaklaşmamıştı.
Ne hikmetse
yurdun her yerine, bırakın il merkezlerini ilçe merkezlerine dahi TOKİ altında
evler götüren ve bu imkanı kendisinde bulan devlet, aynı TOKİ aracılığı ile
yurt ihtiyacını kapatmayı ya hiç düşünmedi, ya dikkate almadı, yada umursamadı!
Ne derseniz deyin, bu alandaki vatandaşlarının mağduriyeti gidermeye muktedir
olan AKP iktidarı tümüyle göstermelik olan adımlardan başka hiçbir adım atmadı.
Dedik ya bu
durumu kullanan birçok grup ve cemaat "kendi istediği tarzda ve
yalnızca kendisine hizmet aşkı besleyen" nesiller yetiştirmek için
sürekli bu alanı kullanmaya devam ediyor. Anlayış bu olunca ortadaki yurt
açığını çok iyi kullanıyorlar.
Yaşanılan ve
dönem dönem bize ulaşan öyle gerçek misaller var ki inanamazsınız. Bakın
birkaçını aktarayım; üniversiteyi kazanan ancak devlet yurdu kontenjanı
çıkmayan birçok öğrenci kayıt için üniversiteye geldiğinde, kayıt merkezlerinin
hemen önünde kimi çevrelerce durdurularak ya yurt vaadi yada öğrenci evleri
vaadi ile kendi bünyelerine davet ediliyor ve bunun karşılığında ailelerden
hiçbir ücret talep edilmiyor. Konu bunla sınırlı kalmıyor, bazı çevreler
mezuniyet sonrası "iş garantisinde" dahi bulunuyorlar. Bu
çevrelerin kimler olduğu belli. Geçim sıkıntısı yanında birde çocuklarını
okutabilmenin derdine düşmüş birçok aile, bu vaatler gereği evlatlarını işte bu
kişilere teslim ediyor.
Ülke olarak
geldiğimiz nokta ne yazık ki budur. Mutlaka aşılması ve aşmamız gereken en
temel sıkıntılardan birisi işte burada yatıyor. "Önce ülkem ve
milletim" anlayışıyla kadrolar yetiştirmediğimiz müddetçe Türkiye'nin
düzlüğe çıkmasını ve Türk Milleti'nin dünya milletleri içerisindeki
mücadelesinde başarılı olmasını beklemek hayalden öteye geçemez.
Yetişen yeni
nesildeki memleket meselelerindeki vurdumduymazlığın sebebini doğru yerde
aramak lazım. Üniversiteyi kazandığı ilk dönemde gençlerimizin taşıdığı "ülkesi
ve milleti" için mücadele verme arzusu imkansızlıkların istismar
edilmesiyle böylelikle devşirilip, yalnızca bilmem ne grubu yada cemaati adına
ve bilmem ne şahsı için mücadele verme anlayışına çevriliyor.
İşte tam da
bu yerde Ülkü Ocaklarımızın başlattığı "Ülkü Evleri" projesi
Türk Milleti için çok büyük bir öneme sahiptir. Çünkü Ülkü Evleri'ne sahip
çıkmak ve her ülkücünün gücü yettiği, elinden geldiği haliyle buna destek
olmak, doğrudan Türk Milleti'ne ve geleceğine sahip çıkmak demektir.
Gençlerimizin
eğitimlerine verilecek en büyük destek, mesleklerini edinmeye yarayacak en
büyük yardım eminim bu projeyle hayata geçecektir. Ama en önemlisi de
yavrularının başarısını görmek isteyen tüm anne ve babalarımızın gözleri arkada
kalmayacaktır. Milletine, devletine, dinine ve kültürüne sahip çıkan bir
evlatlarının olduğunu, eline helalinden ekmeğini kattığını gören her ailenin
yaşadığı hazzın bu dünyada bir karşılığının asla bulunmadığını kavrayacaklardır.
Ülkemizin
sıkıntılarını aşacak, yüzyılın problemlerini doğru okuyup, doğru ölçülerle
değerlendirip, doğru biçimde milletimiz için çareler arayacak kadroların
yetişmesi için Ülkü Evleri'ne gereken önemi ve desteği hepimiz vermeliyiz.
Başta Ülkü
Ocakları Genel Başkanı Sayın Olcay Kılavuz olmak üzere milletimiz için
böylesine hayati bir girişimde emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum.
http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?makale=ulku-evleri-39ne-sahip-cikmak-turk-milleti-39ne-sahip-cikmaktir&id=14550
ÜLKÜ EVLERİ
NEVAL KAVCAR / KÖŞE YAZILARI / 2013-09-20 10:00:33
Bu fikri ortaya kim attıysa tebrik ediyorum. O fikri kim kabul ettiyse onu da. Hayata geçirmek için çaba gösterip, elini taşın altına koyanları da. Yaşatmak için gereken yardımı esirgemeyecek olanları da.
Okumak için baba ocağından ayrılan genci bekleyen tehlikelerden sadece bir tanesi, çengel atılmak. Nasıl çengel atılmak? Dünya ve ahretini yok edecek, ülkesini, milletini yok sayacak, yedi düvelin emrine hizmet eri yetiştirecek, küresel stratejileri boğaz tokluğuna savunacak bir geleceğe onları hapsetmek isteyenlerin yaptığı şey 'çengel atmak.' Onların ağına düşülmemesi için 'Ülkü Evleri' çoğalmalı.
Geçmişte ülküdaşlarımız tek göz odada, beş altı kişi kalırdı. Can güvenliği olmayan yurtlarda barınabilmek için, nelere katlandılar? Zeki gençlerimize 'gel bizim evlerde kal, okullarımızda oku, cep harçlığını da verecekler' diyerek, alıp götürdükleri de oldu.
Tek göz odalarında ekmeklerine margarin sürüp yiyen, lokmasını arkadaşınla paylaşan, hülasa her türlü ezayı cefayı çeken ülkü devleridir ki hareketi bugünlere getirdi. Geleceğe de şan ve şerefle taşıyacak yeni nesil ülküdaşlarımıza o bakımdan özen göstermek gerek. Geçmişte kırılmayla nasıl bitmediysek, bugünde tüm engellemelere rağmen yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.
Ülkü Ocakları genel merkezi bir adım attı, bundan sonrası hepimize ait.
Başkalarının yanında sessizce, yeri geldiğinde taviz vermek zorunda kalarak
yaşayacağına, ülküdaşlarımız 'Ülkü Evlerinde' kalmalı. Şu an illere dağılmış "84 Ülkü Evi, bir apartman ve bir pansiyon"un sayısı daha da artmalı. Bu nasıl olur?
En azından herkes kendi ilindeki, 'Ülkü evleri mütevelli heyeti' ile bağlantı kurup, maddi-manevi yardımını esirgemeyerek ev sayısının artmasını sağlayarak tabi.
Sadece kendi yardımları değil elbette. Üstelik buna yardım demeyi tutmadım. İnsan sevdiğine yardım etmez. Gönlü öyle istediği için, o yola gönüllü girer. Yıllardan beri beynime nakşolmuş düşünce 'Allah (c.c)nin herkese ülkücülük nasip etmeyeceğidir.' Eğer ki ülkücü oldu iseniz, ülküdaşlarınızla ağlayıp, güleceğiniz, ortak hareket edeceğiniz, düştüğünde elinden tutup kaldıracağınız bir yola girmişsiniz demektir.
Ülkücülük Türk Milliyetçiliğinin bükülmez koludur. "Bizim davamız, asırlarca devam eden büyük Türk varlığının, yine asırlarca devamını temin etmekten ibarettir. - Dr. Hasan Ferit Cansever"
'Ülkü evleri' projesini ilk duyduğumda heyecanlandım. Ülkü Ocaklarının bahsi geçen projesi, çocuklarımızı, ülküdaşlarımızı gözümüz arkada kalmayacak şekilde bırakacağımız yerler olacak. Onlara el vermeliyiz.
O evlerden yine kardeş hikâyeleri dinleyip, geleceğin ülkü devlerinin yetiştiğine şahit olacağız. Buna yürekten inanıyorum.
Diyor ki Ülkü Ocakları Genel merkezi:"Türkiye'nin dört bir tarafında üniversite öğrencisi olan Ülküdaşlarımızın barınmaları ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için hizmet verecek olan Ülkü Evleri, aynı zamanda topluma kazandırılacak nesillerin milli manevi değerlere haiz, devlet-millet menfaatine duyarlı, milliyetçi dünya görüşüne sahip bireyler olarak yetişmesi amacıyla kurulmaktadır."
Peki ya cennet mekân başbuğumuz ne diyordu? "Biz milliyetçiler belki tarihte ilk defa olarak misli görülmemiş bir mücadeleye girişmiş bulunuyoruz. Mücadelemiz büyük Türk milleti için en iyi, en doğru ve en güzeli ne pahasına olursa olsun elde etmektir."
Bizler bugün varız, yarın yokuz. Allah'ın verdiği ömrü, hayırlı işlerle taçlandıralım. Gelin hep birlikte 'Ülkü Evleri' mayasını kabartalım. Sayısının çoğalmasına vesile olalım.
Bunu yapmaya muktediriz.
http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=30729
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder