21 Eylül 2013 Cumartesi

ÜLKÜ EVLERİ NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR




ÜLKÜ EVLERİ'NE SAHİP ÇIKMAK TÜRK MİLLETİ'NE SAHİP ÇIKMAKTIR 
İsmail Özdemir / 2013-09-18 09:57:46
 
Anadolu baştan sona gariban ve şerefli ailelerin onurlu ve başarılı evlatlarının hikayeleri ile doludur. Kıt imkanlarla eğitimlerini sürdüren birçok gençlerimizden, kendi akranlarına kıyasla hiçte adil olmayan bir sınavda yarıştırılıp üniversiteyi kazanması adına başarılı olması bekleniyor.
Mayası temiz, mücadele ruhuna aşık ama en önemlisi ülkesi ve milleti için uğraş verme "ülküsü" taşıyan on binlerce gencimiz her türlü zorluğu yenerek mevcut sistem içerisinde başarılı olup üniversiteyi kazanıyorlar.
Hepimiz aynı yollardan geçerek geldik ve biliyoruz ki üniversiteyi kazanmak herşeyi bitirmiyor. Bu manada en çok sıkıntıyı yaşayanlarsa ebeveynler oluyor. Zira ülkemizin şartları ve imkanlar ortada, milyonlarca aile yoksulluk sınırının dahi altındaki bir gelirle yaşarken, asgari ücretle ev geçindirip birde çocuk okutmanın ne derece güç olduğu belli. Durum bu olunca çocukları üniversiteyi kazanan ailelerin bir gözü devlet yurtlarından gelecek kontenjanlarda, diğer gözü ise devletten gelecek kredi de yada yine kendi imkanlarıyla bulmaya çalıştıkları burs olanaklarında oluyor.
AKP iktidarı göreve geldiği günden bu yana özellikle yükseköğrenimdeki yurt meselesini çözebilmiş değil. Her yere üniversite açmayı maharet sayan iktidar ne yazık ki, üniversite açtığı yerlere yükseköğrenim öğrencileri için barınma imkanını götürmedi.
Sonuç böyle olunca bu alanda yaşanan açık ve gençlerin mağduriyetleri, bir tarafta sadece ticari kaygı duyanların diğer yanda ise "kendi bünyesine eleman devşirmek isteyen" birçok grupların ve cemaatlerin temel istismar alanı olarak değerlendirildi. Halen de devam ediyor...
Bu meseleyi yıllardır yakından takip edenlerden ve bir dönem de sorumluluk alanlardan birisiyim. Rakamlara girmenin inanın çok da önemi yok. Zira üniversiteyi kazananların sayısı, buna karşılık devlet yükseköğrenim yurtlarının ve özel yükseköğrenim yurtlarının kontenjanları ortada. Ülkemiz üniversite öğrencilerinin tek resmi temsil organı olan üniversite öğrenci konseylerinde yıllardır bunun mücadelesini verdik. Meselenin büyük olduğunu ve bu sorunun mutlaka çözülmesi gerektiğini ifade ederek Kredi ve Yurtlar Kurumu dahil birçok yere başvurduk.
Sanki birileri devranın bu şekilde ilerlemesini istermişçesine, ortada bulunan açığın kapatılmasına ve üniversite öğrencilerinin mağduriyetlerinin giderilmesine pekte samimi yaklaşmamıştı.
Ne hikmetse yurdun her yerine, bırakın il merkezlerini ilçe merkezlerine dahi TOKİ altında evler götüren ve bu imkanı kendisinde bulan devlet, aynı TOKİ aracılığı ile yurt ihtiyacını kapatmayı ya hiç düşünmedi, ya dikkate almadı, yada umursamadı! Ne derseniz deyin, bu alandaki vatandaşlarının mağduriyeti gidermeye muktedir olan AKP iktidarı tümüyle göstermelik olan adımlardan başka hiçbir adım atmadı.
Dedik ya bu durumu kullanan birçok grup ve cemaat "kendi istediği tarzda ve yalnızca kendisine hizmet aşkı besleyen" nesiller yetiştirmek için sürekli bu alanı kullanmaya devam ediyor. Anlayış bu olunca ortadaki yurt açığını çok iyi kullanıyorlar.
Yaşanılan ve dönem dönem bize ulaşan öyle gerçek misaller var ki inanamazsınız. Bakın birkaçını aktarayım; üniversiteyi kazanan ancak devlet yurdu kontenjanı çıkmayan birçok öğrenci kayıt için üniversiteye geldiğinde, kayıt merkezlerinin hemen önünde kimi çevrelerce durdurularak ya yurt vaadi yada öğrenci evleri vaadi ile kendi bünyelerine davet ediliyor ve bunun karşılığında ailelerden hiçbir ücret talep edilmiyor. Konu bunla sınırlı kalmıyor, bazı çevreler mezuniyet sonrası "iş garantisinde" dahi bulunuyorlar. Bu çevrelerin kimler olduğu belli. Geçim sıkıntısı yanında birde çocuklarını okutabilmenin derdine düşmüş birçok aile, bu vaatler gereği evlatlarını işte bu kişilere teslim ediyor.
Ülke olarak geldiğimiz nokta ne yazık ki budur. Mutlaka aşılması ve aşmamız gereken en temel sıkıntılardan birisi işte burada yatıyor. "Önce ülkem ve milletim" anlayışıyla kadrolar yetiştirmediğimiz müddetçe Türkiye'nin düzlüğe çıkmasını ve Türk Milleti'nin dünya milletleri içerisindeki mücadelesinde başarılı olmasını beklemek hayalden öteye geçemez.
Yetişen yeni nesildeki memleket meselelerindeki vurdumduymazlığın sebebini doğru yerde aramak lazım. Üniversiteyi kazandığı ilk dönemde gençlerimizin taşıdığı "ülkesi ve milleti" için mücadele verme arzusu imkansızlıkların istismar edilmesiyle böylelikle devşirilip, yalnızca bilmem ne grubu yada cemaati adına ve bilmem ne şahsı için mücadele verme anlayışına çevriliyor.
İşte tam da bu yerde Ülkü Ocaklarımızın başlattığı "Ülkü Evleri" projesi Türk Milleti için çok büyük bir öneme sahiptir. Çünkü Ülkü Evleri'ne sahip çıkmak ve her ülkücünün gücü yettiği, elinden geldiği haliyle buna destek olmak, doğrudan Türk Milleti'ne ve geleceğine sahip çıkmak demektir.
Gençlerimizin eğitimlerine verilecek en büyük destek, mesleklerini edinmeye yarayacak en büyük yardım eminim bu projeyle hayata geçecektir. Ama en önemlisi de yavrularının başarısını görmek isteyen tüm anne ve babalarımızın gözleri arkada kalmayacaktır. Milletine, devletine, dinine ve kültürüne sahip çıkan bir evlatlarının olduğunu, eline helalinden ekmeğini kattığını gören her ailenin yaşadığı hazzın bu dünyada bir karşılığının asla bulunmadığını kavrayacaklardır.
Ülkemizin sıkıntılarını aşacak, yüzyılın problemlerini doğru okuyup, doğru ölçülerle değerlendirip, doğru biçimde milletimiz için çareler arayacak kadroların yetişmesi için Ülkü Evleri'ne gereken önemi ve desteği hepimiz vermeliyiz.
Başta Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sayın Olcay Kılavuz olmak üzere milletimiz için böylesine hayati bir girişimde emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum. 

http://www.ortadogugazetesi.net/makale.php?makale=ulku-evleri-39ne-sahip-cikmak-turk-milleti-39ne-sahip-cikmaktir&id=14550

ÜLKÜ EVLERİ

 NEVAL KAVCAR / KÖŞE YAZILARI / 2013-09-20 10:00:33

Bu fikri ortaya kim attıysa tebrik ediyorum. O fikri kim kabul ettiyse onu da. Hayata geçirmek için çaba gösterip, elini taşın altına koyanları da. Yaşatmak için gereken yardımı esirgemeyecek olanları da.
Okumak için baba ocağından ayrılan genci bekleyen tehlikelerden sadece bir tanesi, çengel atılmak. Nasıl çengel atılmak? Dünya ve ahretini yok edecek, ülkesini, milletini yok sayacak, yedi düvelin emrine hizmet eri yetiştirecek, küresel stratejileri boğaz tokluğuna savunacak bir geleceğe onları hapsetmek isteyenlerin yaptığı şey 'çengel atmak.' Onların ağına düşülmemesi için 'Ülkü Evleri' çoğalmalı.
Geçmişte ülküdaşlarımız tek göz odada, beş altı kişi kalırdı. Can güvenliği olmayan yurtlarda barınabilmek için, nelere katlandılar? Zeki gençlerimize 'gel bizim evlerde kal, okullarımızda oku, cep harçlığını da verecekler' diyerek, alıp götürdükleri de oldu.
Tek göz odalarında ekmeklerine margarin sürüp yiyen, lokmasını arkadaşınla paylaşan, hülasa her türlü ezayı cefayı çeken ülkü devleridir ki hareketi bugünlere getirdi. Geleceğe de şan ve şerefle taşıyacak yeni nesil ülküdaşlarımıza o bakımdan özen göstermek gerek. Geçmişte kırılmayla nasıl bitmediysek, bugünde tüm engellemelere rağmen yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.
Ülkü Ocakları genel merkezi bir adım attı, bundan sonrası hepimize ait.
Başkalarının yanında sessizce, yeri geldiğinde taviz vermek zorunda kalarak
yaşayacağına, ülküdaşlarımız 'Ülkü Evlerinde' kalmalı. Şu an illere dağılmış "84 Ülkü Evi, bir apartman ve bir pansiyon"un sayısı daha da artmalı. Bu nasıl olur?
En azından herkes kendi ilindeki, 'Ülkü evleri mütevelli heyeti' ile bağlantı kurup, maddi-manevi yardımını esirgemeyerek ev sayısının artmasını sağlayarak tabi.
Sadece kendi yardımları değil elbette. Üstelik buna yardım demeyi tutmadım. İnsan sevdiğine yardım etmez. Gönlü öyle istediği için, o yola gönüllü girer. Yıllardan beri beynime nakşolmuş düşünce 'Allah (c.c)nin herkese ülkücülük nasip etmeyeceğidir.' Eğer ki ülkücü oldu iseniz, ülküdaşlarınızla ağlayıp, güleceğiniz, ortak hareket edeceğiniz, düştüğünde elinden tutup kaldıracağınız bir yola girmişsiniz demektir.
Ülkücülük Türk Milliyetçiliğinin bükülmez koludur. "Bizim davamız, asırlarca devam eden büyük Türk varlığının, yine asırlarca devamını temin etmekten ibarettir. - Dr. Hasan Ferit Cansever"
'Ülkü evleri' projesini ilk duyduğumda heyecanlandım. Ülkü Ocaklarının bahsi geçen projesi, çocuklarımızı, ülküdaşlarımızı gözümüz arkada kalmayacak şekilde bırakacağımız yerler olacak. Onlara el vermeliyiz.
O evlerden yine kardeş hikâyeleri dinleyip, geleceğin ülkü devlerinin yetiştiğine şahit olacağız. Buna yürekten inanıyorum.
Diyor ki Ülkü Ocakları Genel merkezi:"Türkiye'nin dört bir tarafında üniversite öğrencisi olan Ülküdaşlarımızın barınmaları ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için hizmet verecek olan Ülkü Evleri, aynı zamanda topluma kazandırılacak nesillerin milli manevi değerlere haiz, devlet-millet menfaatine duyarlı, milliyetçi dünya görüşüne sahip bireyler olarak yetişmesi amacıyla kurulmaktadır."
Peki ya cennet mekân başbuğumuz ne diyordu? "Biz milliyetçiler belki tarihte ilk defa olarak misli görülmemiş bir mücadeleye girişmiş bulunuyoruz. Mücadelemiz büyük Türk milleti için en iyi, en doğru ve en güzeli ne pahasına olursa olsun elde etmektir."
Bizler bugün varız, yarın yokuz. Allah'ın verdiği ömrü, hayırlı işlerle taçlandıralım. Gelin hep birlikte 'Ülkü Evleri' mayasını kabartalım. Sayısının çoğalmasına vesile olalım.
Bunu yapmaya muktediriz. 

http://www.ortadogugazetesi.net/haber.php?id=30729

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder